Haber
2016-02-08 09:42:51
ŞUBEMİZİN İL DIŞINDA YAPILAN İLK EĞİTİM VE İSTİŞARE TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

 

Eğitim Bir Sen Erzurum 1 nolu “Genişletilmiş İş Yeri Temsilcileri istişare ve Eğitim Toplantısı” Rize-İkizdere  Ridos Otel de  yapıldı.

Toplantıya Teşkilatlanmadan sorumlu genel Başkan yardımcısı Ramazan Çakıcı, Erzurum2 nolu yönetim kurulu, Rize ve Trabzon bir ve iki nolu şubelerin yönetim kurulları da iştirak etti.

Açılış konuşmasını yapan Erzurum bir nolu şube Başkanı Erkan Ciyavul, “sendika olarak yetki almamızda büyük bir paya ve emeğe sahip olan iş yeri temsilcilerimizle böyle bir eğitim ve istişare toplantısı yapmayı planlıyorduk bugüne nasip oldu” diyerek, iş yeri temsilcilerimizin sorun ve sıkıntılarının yapılacak eğitim ve istişare toplantıları ile ele alınacağını dile getirdi.

Ali Şeriati  “Toplumsal ve fikri sorumluluklarını unutanlar, kişisel ve ailevi hayatlarını kendilerine ‘Kâbe’ yaparlar” diyor.

Evet bu sendikayı kuran fikir işte budur. Toplumsal ve fikri sorumluluklarımızı harekete geçirmek. İnancımız bize tamda bunu emrediyor. Zalime sessiz kalma. Elinle, dilinle ve kalbinle diren. Günümüz Türkiye’sinde hem elimizle hem de dilimizle bunu yapma imkanını Cenabı Hak bizlere bahşetmiştir. Bu fırsatı iyi değerlendirmek gerekiyor. Bizim sendikamızda buna vesile oluyorsa Allah’a şükretmeliyiz.  Zulmün her türlüsüne direnenlere buradan selam olsun.

 

Diyerek başladığı konuşmasının son kısmını şöyle devam ettirdi.

 

Büyük Memur-Sen ailesi olarak, Başkanından Yönetim Kurulu Üyelerine, Kadınlar Komisyonundan, Genç Memur-Sen’ine, Engelliler Komisyonundan, işyeri temsilcisine, delegesinden üyesine bütün mensuplarıyla Büyük Türkiye hedefinin ve bu hedef için gecesini gündüzüne katanların, milletle birlikte yol alanların hep yanında olacağız. Bu gerekçelerle bizler daha iri, daha diri ve daha güçlü olmalıyız. Sizin gibi düşünen, yaşayan ve hisseden insanlar var. Evet onları bulup tebliğ görevimizi yerine getirip, ailemize katmalıyız. Bunu bir görev bilinciyle yapmalıyız.  Ulaşamadığımız veya söylemekten imtina ettiğimiz kişilere bir an önce ulaşmalı görevimizi yerine getirmeliyiz. Bu mücadelemizi yerine getirirken hiç kimsenin yandaşı, işbirlikçisi ve sözcüsü olmadığımızı ve olmayacağımızı da beyan etmeliyiz. Sadece gerçeklerin, sadece hakikatin yanında olduğumuzu ve olacağımızı da beyan etmeliyiz. Temsilde gösterdiğimiz liyâkate teşekkür edenlere şükran duyduğumuz gibi; örgütlenmemizin önünü tıkamaya çalışan dost zannettiğimiz kimi dost görünenlere de serzenişlerimizi iletmeyi de görev bilmeliyiz. Gönülden yapılan mücadelenin karşılığını Cenabı Hakkın vereceğine olan inancımız tamdır.

Eğitim Bir Sen ailesi olarak çalışanlarının sahada karşılaştıkları sorun ve problemleri tartışmak ve çözüm önerileri geliştirmek adına böylesi toplantılar büyük öneme taşımaktadır. Sendika olarak her zaman eğitim çalışanlarımızın yanında olduk ve sorunları dert edindik. Bu sorunların çözüme kavuşturulabilmesi için de elimizden ne geliyorsa yaptık.  Geçtiğimiz iki toplu sözleşme süreçlerinde biriken sorunlarımızın bir kısmı çözüme kavuşmuştur. Bunlardan; akademisyenlerin geliştirme ödeneği, performansa dayalı ek gelir, yardımcı doçentlerin dereceye takılması, idari ve diğer çalışanların kısmen de olsa mesai sınırlaması kaldırılmış, şeflerin ve güvenlik görevlilerinin tazminatlarında fazladan artış, sözleşmeli çalışanların mesai artışı bunlardan bazılarıdır. Ne yazık ki Üniversite ve KYK çalışanlarının kronik hale gelen sorunlarına neşter vurulamamış geçiştirilmiştir. Üniversitelerde çalışanların mazerete dayalı veya isteğe bağlı tayin-nakil, idari ve diğer çalışanların geliştirme ödeneği alamaması, rektörlerin keyfi görevlendirmeleri, ek gösterge adaletsizlikleri, KYK çalışanlarının kadro sıkıntıları gibi kronik sorunlar görmezden gelinmiştir.

Sendika olarak önümüzde ki dönemde Üniversitelerin en önemli problemi olan YÖK yasasının değiştirilerek üniversiteler üzerinde ki vesayetçi anlayışının ortadan kaldırılmasını sağlamak olmalıdır. 28 Şubat süreçlerinde yaşadığımız vesayetçi YÖK anlayışı halen daha devam etmektedir. Kendini bilim yuvalarının üzerinde görerek kararlar almamalıdır. YÖK sadece idari anlamda üniversiteler arasında organizeyi sağlayan bir kurum yapısına dönüştürülmelidir. Üniversitelerin bilimsel özerklik yönü daha da güçlendirilmeli, rektörlük makamı, cazibesinden kaynaklanan işveren konumundan çıkarılmalı, toplumu ve insanlığı geleceğe taşıyacak bilimsel organizatörler haline getirilmelidir. Üniversitelerin idaresi bilimsel yönünden ayrılmalı ve bağımsız bir yapıya kavuşturulmalıdır. Bu anlamda şubemizin de, genel merkezimizin de sorumluluk alarak etkin çalışmalarla değişim sürecini desteklemesi gerekmektedir. Otuzbin’e yaklaşan üye sayısıyla bir kenarda durmamalı, “biz yaptık oldu” diyenlere bu fırsatı vermememiz gereklidir. Birçok hizmet kolundan sayımız daha fazladır. Gücümüzün ve sorumluluğumuzun farkında olarak yolumuza devam etmemiz gerekmektedir. İnanıyoruz ki birçok sorun YÖK yasasının değişimiyle çözülecektir.

 

Çözüm bekleyen başlıca sorunları hatırlatmak gerekirse;

Akademik kadroların hepsinin daimi statüye kavuşturulması,

Doçentlik sözlü sınavının kaldırılması,

Doçent unvanını alanların doçent haklarından faydalanması,

Araştırma görevlilerine uygulanan derece ve kademe sınırlamasının kaldırılması,

Akademik kadro alımlarının objektif hale getirilmesi,

Geliştirme Ödeneğinden bütün personelin yararlanmasının sağlanması,

Döner Sermaye dağıtımlarının daha adilane olması,

13 b/4 maddesi görevlendirmelerine objektif kriterler getirilmesi,

Görevde yükselme sınavlarının tek bir merkezde toplanmasının sağlanarak, akademik dışında ki diğer personele tayin ve nakil imkânı sağlanması,

İdari ve yardımcı hizmetler sınıflarında çalışanların görev tanımlarının yapılması ve yardımcı hizmetlerde çalışanlara ek gösterge verilmesi,

Teknik hizmetler sınıfında üst öğrenimi bitirenlerin tıkanan kadro sorununu çözülmesi,

Memur kadrolarının VHKİ kadrolarıyla değiştirilmesi,

Bunlardan bir kısmıdır.

Sorunlarımızı biliyoruz, reçetesini de sunuyoruz. İnşallah sizlerden aldığımız bu güç ile üstesinden geleceğiz.

 

Yetkili olduğumuz kurumlarımızda hedefimiz; hemen her gün Eğitim Bir Sen ailesinin halkalarına, yeni kişileri eklemek olmalıdır. Evet; sesimizi daha güçlü duyurmak için daha fazla büyümeye, yani mevcut üstünlüğümüzü koruma ve artırmaya ihtiyacımız var. Bizler her zaman sorunun değil çözümün parçası olduğumuz, risk aldığımız ve bedel ödediğimiz sürece daha da güçleneceğiz. Üç-beş kişinin kıvılcımı ile başlayan gönüllüler ordusunun bugün Türkiye genelinde 500 bin üyeye ulaşmayı hedeflediğini ve şubemizde de bu hedefin 1500 olduğunu hatırlatmak istiyorum.

   
 

25. yılına girdiğimiz hizmet sendikacılığı anlayışımız gereği, üyelerimiz başta olmak üzere bütün eğitim çalışanlarımızın emek ve alın terinin sorumluluğu omuzlarımıza yüklenmiş kutsal bir emanettir. Allah bu kutsal emaneti layıkıyla taşıma noktasında yar ve yardımcımız olsun.

 

Gideriz nur yolu izde gideriz.
Taş bağırda, sular dizde, gideriz.
Bir gün akşam olur, biz de gideriz.
Kalır dudaklarda şarkımız bizim

 

Bu Kubbede hoş bir seda bırakmanız dileğiyle, toplantımızın hayırlara vesile olmasını dilerim. Allah yar ve yardımcımız olsun.

Genel Başkan yardımcısı Ramazan Çakıcı ise yaptığı konuşmada, Türkiye’de bir ilk olarak iş yeri temsilcileri ile bir başka ilde gerçekleştirilen eğitim ve istişare toplantısı ile Erzurum 1 nolu şubenin yine bir ilke imza attığını belirterek şube başkanı ve yönetim kuruluna teşekkür ettiğinibelirtti.  Çakıcı, İş yeri temsilcilerine hitaben yaptığı konuşmada  7 Haziran seçimler sonrasında vesayet sevicilerin bu durumdan vazife çıkararak Türkiye’yi nasıl eski haline getiririzin hayalini kurduklarını fakat 1 Kasın seçimleriyle vesayet yanlılarının hayallerinin akamete uğradığını belirterek sendikamızın bu hususta dün olduğu gibi bugün de vesayetin karşısında olduğunu daha güçlü bir stk olmak için sendikamızın üye sayısının daha da artırılması gerektiği hususlarını belirtti. Burada iş yeri temsilcilerine büyük görevler düştüğünü belirten çakıcı, geçmiş hükümetler  döneminde diğer sendikaların kazanımlarının yanında yetkili sendika olarak Memur-Sen’in kazanımlarının çok daha fazla olduğunu belirterek önümüzdeki süreçte yapılacak yeni Anayasa çalışmalarında Eğitim Bir-Sen’in halktan yana bir Anayasa yapılması hususunda elinden gelen mücadeleyi vereceğini belirtti. Çakıcı, bu millet her an darbe olacak diye diken üstünde olmaktan bıkmıştır, vesayet dönemlerinden büyük dersler çıkarmış ve en son 1 Kasım seçimlerinde vesayet yanlılarına, paralel çeteler, bölücü mihraklara dur demiştir. Yeni anayasa sürecinde de milletin istediği yeni anayasa Halktan vehaktan yana bir anayasa olması hususundadır dedi.

Sendika Uzmanı Tarkan Zengin de  Kamuda etkili sendikacılık ve Beden Dili eğitimi konularında ikioturum sunum yaparak iş yeri temsilcileri tarafından yöneltilen sorulara cevap verdi.

Şube Başkanı Ciyavul yaptığı kapanış konuşmasında çok faydalı bir program olduğuna vurgu yaparak, böylesi genişletilmiş iş yerleri temsilcilerine yönelik programları daha sık yapacaklarını da dile getirerek katılımcılara teşekkürlerini dile getirdi.

 

 

 

 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen